31 Mayıs 2014 Cumartesi

HAMD VE SENA

İKİNCİ HAMD

Sahih-i müslimde Ebu Musa El-Eşari <radıyallahü anh> dan rivayet olunur: Resulullah <sallallahu aleyhi ve sellem> buyurdu ki: Abdest, imanın yarısıdır. Elhamdülillah demenin sevabı, mizanın sevap kesesini doldurur. Sübhanellahi vel hamdülillah demenin sevabı ise yer ile gök arasını doldurur.
O halde, ne mutlu kimseye ki, daima abdestli olmaya gayret eder ve bu mübarek kelimeleri dilinden düşürmez.
İbrahim Havas <kuddise sirruh> anlatır:
Bir sene hacca gitmeye niyet ettim. Bu niyetle: yola çıkıp ne zaman Kabe-i Şerif tarafına gitmek istedimse, gayri ihtiyari ters istikamete doğru gidiyordum. Allahu Tealanın iradesi beni bu tarafa çekiyordu. En sonunda İstanbul tarafına gitmeye karar verdim. Şehre girdim. yüksek bir köşk gördüm. Kapısı önünde bir kısım insanlar toplanmıştı. Yaklaştım:
-Niçin toplandınız?
-Rum kayserinin kızı delirmiş çare bulmak için doktorları topladı, dediler.
Bunda bir hikmet olsa gerektir dedim ve içeri girdim. Orada Kayser'in kızını ondördüncü ay gibi nurlu bir şekilde gördüm. Bana baktı. Selam verdim:
-Aleyküm selam ey İbrahim Havas, dedi.
-Beni nereden tanıyorsunuz? dedim.
Kız:
-Canımı canana teslim etmek istedim ve Hak tealadan, sevdiği bir kulunu yanımda bulundurmasını niyaz ettim. Buyurdu ki, Üzülme yarın İbrahim Havas dostumu sana gönderirim, dedi. 
Peki hastalığınız nedir? dedim. Şöyle cevap verdi:
-Bir gece dışarı çıkıp ibret nazarı ile gökyüzüne baktım. Hak <celle ve ala> hazretleri tecelli ederek beni benden aldı. Kendimden geçtim. (Allahu ehad, verresulü Ahmed) kelimesi dilime, manası kalbime değdi. Bu kelimeyi dilimden düşürmez oldum. Bu sebepten bu halime delilik alameti, bana da deli dediler.
-Bizim diyara gelmek ister misin? dedim.
-Sizin diyarda ne vardır? dedi.
-Mekke, Medine, Beytülmukaddes oradadır, dedim. Bunun üzerine bana:
-Sağ tarafına bak, dedi. Baktım. Bir düzlükte, Mekke, Medine ve Beytülmukaddes karşımda duruyor gördüm. Az sonra:
-Vakit yaklaştı. İstek ve arzu haddi aştı, dedi ve kelime-i şehadet getirip, ruhunu teslim etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

31 Mayıs 2014 Cumartesi

HAMD VE SENA

İKİNCİ HAMD

Sahih-i müslimde Ebu Musa El-Eşari <radıyallahü anh> dan rivayet olunur: Resulullah <sallallahu aleyhi ve sellem> buyurdu ki: Abdest, imanın yarısıdır. Elhamdülillah demenin sevabı, mizanın sevap kesesini doldurur. Sübhanellahi vel hamdülillah demenin sevabı ise yer ile gök arasını doldurur.
O halde, ne mutlu kimseye ki, daima abdestli olmaya gayret eder ve bu mübarek kelimeleri dilinden düşürmez.
İbrahim Havas <kuddise sirruh> anlatır:
Bir sene hacca gitmeye niyet ettim. Bu niyetle: yola çıkıp ne zaman Kabe-i Şerif tarafına gitmek istedimse, gayri ihtiyari ters istikamete doğru gidiyordum. Allahu Tealanın iradesi beni bu tarafa çekiyordu. En sonunda İstanbul tarafına gitmeye karar verdim. Şehre girdim. yüksek bir köşk gördüm. Kapısı önünde bir kısım insanlar toplanmıştı. Yaklaştım:
-Niçin toplandınız?
-Rum kayserinin kızı delirmiş çare bulmak için doktorları topladı, dediler.
Bunda bir hikmet olsa gerektir dedim ve içeri girdim. Orada Kayser'in kızını ondördüncü ay gibi nurlu bir şekilde gördüm. Bana baktı. Selam verdim:
-Aleyküm selam ey İbrahim Havas, dedi.
-Beni nereden tanıyorsunuz? dedim.
Kız:
-Canımı canana teslim etmek istedim ve Hak tealadan, sevdiği bir kulunu yanımda bulundurmasını niyaz ettim. Buyurdu ki, Üzülme yarın İbrahim Havas dostumu sana gönderirim, dedi. 
Peki hastalığınız nedir? dedim. Şöyle cevap verdi:
-Bir gece dışarı çıkıp ibret nazarı ile gökyüzüne baktım. Hak <celle ve ala> hazretleri tecelli ederek beni benden aldı. Kendimden geçtim. (Allahu ehad, verresulü Ahmed) kelimesi dilime, manası kalbime değdi. Bu kelimeyi dilimden düşürmez oldum. Bu sebepten bu halime delilik alameti, bana da deli dediler.
-Bizim diyara gelmek ister misin? dedim.
-Sizin diyarda ne vardır? dedi.
-Mekke, Medine, Beytülmukaddes oradadır, dedim. Bunun üzerine bana:
-Sağ tarafına bak, dedi. Baktım. Bir düzlükte, Mekke, Medine ve Beytülmukaddes karşımda duruyor gördüm. Az sonra:
-Vakit yaklaştı. İstek ve arzu haddi aştı, dedi ve kelime-i şehadet getirip, ruhunu teslim etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder